10 Temmuz 2013 Çarşamba

Muhallebili İncirli Tatlı

Kızlar bu tatlı bi harika!

Altında incirli, cevizli misss gibi bir kek, üzerine şerbet, onun üzerine leziz mi leziz bir muhallebi. Rüya gibi :)
Deneyen herkesin davet sofralarının vazgeçilmez tatlısı olacaktır eminim. Yalnız birazcık uğraştırıcı. Hem zaman kazanmak açısından hem de daha lezzetli olması için bir gün önceden hazırlayarak buzdolabının bir köşesinde dinlendirmenizi öneririm.
Malzemeler:
Kek için
-8-10 adet incir
-1 su bardağı ufalanmış ceviz içi
-1 su bardağı toz şeker
1 su bardağı un
3 yumurta
-  1 tatlı kaşığı kabartma tozu
Şerbeti için
-1,5 su bardağı su
½ su bardağı toz şeker
Muhallebi için
-2 yemek kaşığı nişasta
-2 yemek kaşığı  un
1lt süt
5 yemek kaşığı toz şeker
-1 poşet toz krem şanti

Keki çırpmaya başlamadan önce incirlerimizi sıcak suda birkaç dakika bekledikten sonra küçükçe doğruyoruz. Ardından kek çırpmak için uygun olan derin cam bir laşede yumurta ve şekeri 4-5 dakika kadar çırpıyoruz. Karışımımıza sırasıyla ceviz, incir, kabartma tozu ve unu ekliyoruz. Kekimizin hamurunu dikdörtgen geniş bir kalıba dökerek önceden 160 derecede ısıtılmış fırında 30-35 dakika kadar pişiriyoruz.
Kekimiz pişerken muhallebi için krem şanti haricindeki gerek malzemeleri tencereye alarak kısık ateşte sürekli karıştırarak pişiriyoruz. Muhallebimiz kıvamını aldıktan sonra ocaktan alarak, soğumaya bırakıyoruz. Beş dakika sonra toz krem şantiyi ekleyerek çırpıcı ile karıştırıyoruz.
Kekimiz piştikten sonra fırından çıkarıp 3-4 dakika oda ısısında ılımaya bırakıyoruz. Bu arada şerbeti yapmak için su ve toz şekeri karıştırıyoruz. Dikkat şerbeti pişirmiyoruz :) Toz şeker tamamen eridikten sonra keki şerbet ile tamamen ıslatıyoruz. 5 dakika daha bekledikten sonra ılımış olan muhallebiyi kekin üzerine yayıyoruz. Bu şekilde en az 3 saat buzdolabında bekledikten sonra tatlımız servise hazırdır :)
Afiyet olsun



28 Haziran 2013 Cuma

Güneşten Yıpranan Saçlara Bakım Önerileri

Bütün kış yazın gelmesini bekleriz. Kış rehavettir, karanlıktır, soğuktur, kışın zaman yoktur. Ama yaz öyle mi? Yaz eğlencelidir, enerjiktir, akşama kadar çalışsak da akşam çıkıp gezecek enerjiyi buluruz her zaman. Sonra bir de tatili vardır bunun, deniz, güneş, kumsal ohh misss :)

Tatilimizi de yaptıktan sonra başlarız şikayete :)  ‘’saçlarım kurudu’’, ‘’cildim de lekeler çıktı’’, ‘’ayyyy beni çil mi bastı???’’ , ‘’kuzenimin düğününe kadar uzar mı bu saçlar’’ hepimiz benzer sorunlar yaşıyoruz. Ama korkmayın ne demişler her derdin bir dermanı vardırrrrrr :)

Saçlarınızın Hürrem’in reklamındaki kızın saçı gibi fotoğraflarda kuru görünecek kadar (!) evet evet fotoğraflarda kuru görünecek kadar fenalaşmasını istemiyorsanız aşağıdaki önerilere kulak verin (valla fotoğrafta sönük çıkan saç, kabarık çıkan saç, bozulmuş, dağılmış, hatta saldırıya uğramış gibi görünen saç dahil birçok türünü gördüm ama kuru görünenini ilk kez bu reklamdan duydum : )



Yıpranmış saçlarınızı canlandırmak için;
Bir adet muzu rendeleyerek birkaç damla badem yağı ile karıştırın ve saçlarınıza masaj yaparak uygulayın. Maskeyi 15-20 dakika saçınızda beklettikten sonra maden suyu ile arındırın. Ardından şampuanlama ve kremleme işlemi ile saçlarınızı temizleyin.

Daha parlak saçlara sahip olmak istiyorsanız;
Bir portakalın suyu, bir çorba kaşığı bal ve birkaç damla sandal ağacı yağını karıştırın. Bu kürü şampuanlama sonrası durulama sırasında kullanın.

Kuru saçlar için;
Bir çorba kaşığı bal ile ½ su bardağı tam yağlı sütü karıştırıp, saç derinize masaj yaparak uygulayın. 15 dakika beklettikten sonra saçlarınızı yıkayabilirsiniz.

Saç dökülmesini durdurmak için;
2 çorba kaşığı badem yağı, 1 çorba kaşığı sarımsak yağı, 1 çorba kaşığı bal ve 1 tatlı kaşığı tarçını karıştırarak bir macun hazırlayın. Karışımı saç derisine masaj yaparak uygulayın. 15 dakika beklettikten sonra saçlarınızı temizleyebilirsiniz. Kesin sonuç için bu maskeyi haftada 3-4 kez tekrarlamanız gerekir.




24 Mayıs 2013 Cuma

Mutlu haftasonları :)



 Haftanın beklenen günü geldi, bugün Cuma :)



Hava durumu da mevsimlerden bahar aylardan Mayıs olduğunu idrak etti sonunda. Bu hafta sonu güzel bi kahvaltı yapın, deniz kenarında yürüyün, konsere gidin, özlediğiniz arkadaşlarınız ile görüşün, gardırop detoksu yapıp hafifleyin, alışverişe çıkıp rengarenk yazlık ciciler alın.. Kendinizi mutlu edecek bir şeyler yapın :)

Ben bu aralar beni çok heyecanlandıran ‘’Atölye Pudra’’ için çalışıyorum :) Detaylar çok yakında..
Herkese çok güzel çok keyifli mutlu miskin eğlenceli bi hafta sonu dilerim..

2 Mayıs 2013 Perşembe

ben bugün..


alarmı dokuzar dakikadan toplamda 27 dakika erteledim
evden dört dakika geç çıktım
trafiğe takıldım
d vitaminimi evde unuttum
gazete okudum
biraz üşüdüm
altı buçuk saat toplantıda kaldım
öğle yemeğini unuttum
tedarikçinin birine çok sinirlendim
hipoglisemi oldum tabi ardından bir de hiperglisemi
yaz tatili için hayal kurdum
Alaçatı otellerine bakındım
ütü mü yapsam diye düşündüm sonra hemen vazgeçtim
yeni kitabımın ilk paragrafını okudum
dolapta çürüyen sebzeler için vicdan yaptım
anneler günü için plan yaptım 
yeşilçay demledim
trafiğe takıldım
yine bir şeyleri unuttum, bir şeyleri unutmaya çalıştım
mailime düşen ekstremi inceledim, toplam tutardan ötürü kendimi tebrik ettim
spor yaptım, haftalar sonra ilk kez
organizatör mü olsam,pastane mi açsam, anaokulu mu yoksa atölye mi?karar veremedim..
Cem Adrian dinledim, sen  de dinle
ben bugünü de bitirdim..



1 Nisan 2013 Pazartesi

Otantik Gemi Otel



Şehir karmaşasından uzaklaşmak istiyorsunuz, sakin bir yerde dinlenmek istiyorsunuz, eşinize/sevgilinize romantik bir sürpriz yapmak istiyorsunuz, daha önce gitmediğiniz değişik bir yere gitmek istiyorsunuz ve kilometrelerce yol gitmek istemiyorsunuz.. İşte tam size göre bir yer, Otantik Gemi Otel.

Canım Mehtap’cığımın önerisi ile haberdar olduğum Otantik Gemi Otel’e geçtiğimiz hafta sonu gittik, çok keyifli ve dinlendirici bir hafta sonu geçirdik.



1961 yılında İngiltere’den ( Yapım yeri: Glasgow ) İstanbul Şehir Hatları’nda kullanılmak üzere alınan gemiye, 45 yıl, Kadiköy-Eminönü-Sirkeci hattında yolcu taşıdıktan sonra 2006 yılında Türkiye Denizcilik İşletmelerinden emekli olur. Güzelyalı Belediyesi tarafından satın alınarak, Yüksek Mimar Hulki Türe’nin iki yıl süren restorasyon çalışması sonucunda, Otantik Otel adıyla, Haziran 2008 yılında hizmet vermeye başlar.



Bursa Güzelyalı Yat Limanı’nda demirleyen otelde ikisi süit olmak üzere toplam 20 oda bulunuyor. Odalar tahmin edeceğiniz üzere çok ufak ama şık ve modern dekore edilmiş. Uydu yayını, mini bar, çelik kasa, internet gibi standart bir otelde ihtiyacınız olan her şey düşünülmüş.





Restaurant ve cafe hizmetinden de oldukça memnun kaldık. Yemekler çok leziz, fiyatlar çok uygun, garsonlar güler yüzlü, servis çok iyiydi. Camlarla etrafı kapatılmış olan Miyar Balık Restaurant’ın tüm masaları cam kenarında, denizi görememek gibi bir şansınız yok :) Arka Güverte Restaurant’ta kahvenizi içmek ise ayrı bir keyif.

İstanbul’dan ulaşım ise son derece rahat.  İdobüs Kabataş’tan 1 saat 50 dakika süren konforlu bir yolculuk ile Güzelyalı İskelesi’ne varıyor. Yakın zamanda Kadıköy seferleri de eklenecekmiş ki bizim gibi Anadolu Yakası’nda oturanlar için çok daha iyi bir alternatif olur.

Kendinize zaman ayırın ve mutlaka bir hafta sonu gidip tadını çıkarın derim. Denizin üzerine uyumak ve uyanmak çok keyifli gerçekten.



Tüm arkadaşlarımın sorularını yanıtlayacak bilgileri yukarıda paylaştım sanırım. Kızlar eksik olan bir şey varsa sorabilirsiniz :)

Sevgiyle..