26 Ocak 2017 Perşembe

sandalye mevzusu



Şu sıralar en çok onu seviyor: sandalyeyi.
Evet onu ben doğurdum ama o sandalyeyi benden daha çok seviyor.
aslında anlamaya çalışıyorum, sonuçta o sadece 90cm biz ise 170. Günlük yaşamda neredeyse yaptığımız herşeyi taklit ederken, ayakta yaptığımız ama yapmak için kendi boyunun yetersiz kaldığı şeyleri taklit edemiyor, deneyimleyemiyor ve meraktan çatlıyor. Artık büyüdüğü için kucak olayı da gururunu incitmeye başladı sanırım. O da aradaki 80cm'lik farkı kapatmak için kendine bir yoldaş buldu. Hafif, ergonomik ve yeterince yüksek.
Sandalyesi yanındayken kendini gerçek bir yetiştin gibi hissedebildiğini görüyorum. Mesela ben sebzeleri yıkarken hemen koşup sandalyeyi yanıma çekiyor, tırmanıp hemen bir domates de o yıkıyor ve bana bakıp bi kahkaha patlatıyor, 'aramızda hiç bir fark yok gördün mü cicim?' der gibi. 'Tabi canım, ne fark olabilir ki aramızda' der gibi gülümseyerek karşılık veriyorum ben de ona.
İşte böyle tüm gün evde birlikte hareket ediyorlar, adeta yapıştılar. bazen evden çıkarken ona da mont giydirmem için ısrar ediyor. O dışarı çıkamaz ama istersen sen de sandalyeyle birlikte evde kalabilirsin dediğimde neyse ki mantıklı bir tercih yapıp benimle geliyor. ama beni tercih ettiği için mi yoksa dışarı çıkmak daha cazip geldiği için mi sandalyeden vazgeçiyor emin olamıyorum.
Sonra düşünüyorum denizde sandalye ve ben boğulsak Sevgili Met önce hangimizi kurtarırdı?!? #bisandalyekadarolamadıkyala 😏

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder